Gülay Aruç Bir Cumartesi Öyküsü, Soğuk Bir Cumartesi. İş yorgunluğunu atmak, düşünmeden dinlenebilmek için iyi bir fırsat.Sadece hafta sonları seyredebildiğim bazı televizyon dizilerine dalgın dalgın bakarken, koltuğa sessizce kaymış ve uyuyuvermişim.


Reklam Alanı

Gülay Aruç Bir Cumartesi Öyküsü

Soğuk Bir Cumartesi.
İş yorgunluğunu atmak, düşünmeden dinlenebilmek için iyi bir fırsat.Sadece hafta sonları seyredebildiğim bazı televizyon dizilerine dalgın dalgın bakarken, koltuğa sessizce kaymış ve uyuyuvermişim. Evin sıcaklığı ve gürültüden uzak dinginliği bana ninni gibi gelmiş belli ki. Rüyalar görüyorum.
Ne gördüğümü bilmeden... 

Derin ve güzel bir uykuda geziniyorum. Uyumak... Günlerce, gecelerce sürekli uyumak istiyorum. Çünkü gıdamı uykudan aldığıma, böylece enerji topladığıma inanıyorum. Sol tarafımdaki şu meşhur ağrı ortaya çıktığından beri, zaten daha çabuk yorulduğumu hissediyorum. Bir yıl önce doktora gittiğimde bana,
"spastik kolit"sin demişti. Bağırsağın üzgün ve mutsuz haliymiş... Geçmeyecek, benimle birlikte yaşayacakmış. Onu mutlu etmem, sakinleştirmem gerekiyormuş. Hayatım boyunca duyduğum en saçma ve en komik hastalık türü.
Allah beterinden saklasın diyorum. Neyse nerde kalmıştık..

Siz uykuda bile düşündüğünüzü fark ettiniz mi hiç? Sizi bilmem ama, ben birkaç yıl önce; bütün bir hafta yaşadıklarımın, yanlış ve doğrularımın muhakemesini uykuda yaptığımı fark ettim. Uyandığımda her şeyi hatırlıyor ve bıraktığım yerden düşünmeye devam ediyordum.
İşte yine öyle bir gün. Ve ben yine, uyku ve uyanıklık tünelinde olduğumu sanarak zarif bir mırıldanışla birdenbire irkildim, yerimden sıçradım.
Hani biraz da korkmadım değil.
Bir huri, elinde tepsi ile başucumda mırıldanarak bana gülümsüyordu.
" Anneciğim bak sana ne getirdim! "Bu ses, benim dünyadaki cennetim; Canım Kızım' dı. Bana ilk defa omlet yapmış, yanında iki minik dilim reçelli ekmeğini de unutmamıştı.
"Hani bana ben beslenemiyorum, kendime bakamıyorum demiştin ya! " dedi.
" Seni ellerimle beslemek istedim...."
Benim o andaki sevincimi, mutsuz bağırsağımın mutluluğunu tahmin edebiliyor musunuz?
Bir dişi kaplan gibi fırladım yerimden. Tepsinin üstüne uçtum. İki çatalda bitirdim hepsini. Kızımın parmaklarının tadını taşıyan reçelli ekmekleri kaç ısırıkta yuttum, hatırlamıyorum. Hatırladığım tek şey; O gün, benim için özel ve hiç unutulmayacak bir hafta sonuydu.
Bir Huri, beni ziyaret etti...

Reklam Alanı

Diğer Hikayeler Yazıları
Hikayeler

Reklam Alanı

Reklam Alanı