Sendeyim.net olarak 2025 yılında sizler için birbirinden anlamlı ve özel Doku İle İlgili Sözler hazırladık.En güzel ve en yeni Doku İle İlgili Sözler ile duygularınızı en etkileyici şekilde ifade edebilirsiniz. Güzel sözlerin gücüne inananlar için, özenle seçilmiş bu derlemeyi kaçırmayın!


Reklam Alanı

Bu Yazımızda Neler Bulacaksınız ? Göster

Doku İle İlgili Sözler 2025

Sendeyim.net ekibi olarak 2025 yılında yine boş durmadık, sizler için harika Doku İle İlgili Sözler derledik. Birbirinden güzel sözleri bir araya getirdik ki duygularınıza tercüman olsun. Doku İle İlgili Sözler arayanlara ilaç gibi gelecek bu listeyi kaçırmayın. Çayınızı alın, kahvenizi koyun; güzel sözlere birlikte dalalım.

Doku İle İlgili Sözler

Hiç kimse görmesin tanımasın beni bu gece çekemem boş muhabbetleri, dokunmayın bırakın kendi halime rüzgar nerden eserse hesap kitap yok bu gece.
Bir soluk kadar yakın yıldızlar kadar uzak derler sevgi için. Uzanır yetişemezsin, yetişir dokunamazsın, dokunur vazgeçemezsin vazgeçer ama asla unutmazsın.
Güzel giyinmenin sırrı ayrıntılarda gizlidir bir Başak için. Sıradan kıyafetleri bile bir Başağın dokunuşu çok farklı hale getirebilir.
Gecenin güzel yüzü yüreğine dokunsun, kabuslar senden uzakta melekler başucunda olsun, güneş öyle bir geceye doğsun ki, duaların kabul Kurban Bayramın mübarek olsun.
Niyet ettik dostlar rakı içmeyi. Allah tamamına erdirsin. Dokuz adem bir büyüğe yetiştik. Rakıyı veren Allah mezeyi de verdirsin. Mehmet Akif Gülhan
Senin aşktan yana nasibin varsa; dokunsan da yanacaksın dokunmasan da. İyi bil ki; bazıları hasrette yanar, bazıları vuslatta.
Kalp mi insana sev diyen yoksa yalnızlık mı körükleyen? Sahi nedir sevmek; Bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı?
Güneşin güzel yüzü, yüreğine dokunsun, kabuslar senden uzakta, melekler baş ucunda dursun. Güneş öyle bir geceye doğsun ki, duaların kabul, Kadir Geceniz Mübarek Olsun.
Hiç kimsenin iyi gelmediği yerden sarıyorsun yaralarımı, hiç kimsenin dokunamadığı yerden kanatıyorsun sonra.
Kağıda dokunan kalem, kibritten daha çok yangın çıkarır.  Malcolm S. Forbes
Yengeç daha önce hiç kimsenin dokunmadığı yerden dokunmayı sever bir insanın kalbine. O her şeyden önce iyi gelmek ister sevdiğine.
Gerçekten seviyorsan eğer, mesafeler anlamını yitirir. Ne bakabilirsin gözlerine ne de dokunabilirsin; ama hep hissedersin.
Sesine mevsimlerin eğildiği, gözlerine baharın ağladığı, ağlar gibi gülmeni, dokunuşlarımla gülecek gibi duran yüzünü özledim.
Kurt kuzu kaptığı yeri dokuz defa yoklar.
Ağla yaralı kalbim, her şey yalan ağla, bir avuç küldür elde kalan. Artık savrulup gitsen de rüzgâra ağla, mazidir şimdi senin olan. Yaralı kalbim dokunduğun el yalan, sakındığın gül yalan, sel akar kum olur geriye kalan.
Hiç dokunmadığın birine aşık olabiliyorsan, işte sen aşkı hak ediyorsun.
Neden zor bu kadar seni sevmek ve bulamamak, dokunmak istedikçe uzaklaşmak, düşündükçe unutmak, neden bu kadar zor seni sevdiği halde söyleyememek, hep bir şeyler gizlemek, sana sahip olacağım yerde seni kaybetmek.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Gitmezsen sana dokunurum sahiplenirim seni. Sana aşkı yaşatırım. Daha küçük aşklara katlanamazsın benle ölürsün.
Saatlerin fısıltısı müziğe dönüşür; bir ney gibi olursunuz kalpten çalıştığınız zaman. Ve nedir aşk ile çalışmak? Yar giyecekmiş gibi dokumaktır bir kumaşı, nakış işler gibi kalpten.
Benden çok uzakta olsan da, sana sarılıp dokunamasam da, sana sesimi duyuramasam da, kalbimizin bir olduğunu ve senin de beni ben kadar özlediğini biliyorum.
Depremle girdin gönlüme, fay hattı çizdin yüreğime, artçılar hala devam etmekte, özlenmektesin bir tanem dokuz nokta dokuz şiddetinde.
Etiketler seni yanıltır. Etiketlerin arkasında kalan insanı gör. İnsanların gözlerine bak, sözlerine, kartvizitlerine, onlar hakkında söylenenlere değil. Bugün seni en çok yoranı, üzeni sen de başkalarına yapma. Yalana değil, gerçeğe, insana bak. Bazen bir bakış, bazen bir dokunuş. Ben, herkesi koşulsuz kucaklıyorum. Herkes ben, ben herkesim.
Hayatın bir sevgi öpücüğü kadar doyumsuz, sevinç gözyaşları kadar güzel, seven bir kalp kadar heyecanlı, aşkın dokusu kadar masum, bir gül kadar gururlu olsun.
Aşk kaçmaktan çok kovalamak, görmekten çok özlemek, gitmekten çok beklemek, dokunmaktan çok düşünmektir ve aşk öyledir ki nerde imkansız varsa onu seçer.
Seninle onca anı, onca yaşanmışlık biriktirdik. Birlikte bir aşkı büyüttük, sevgi çoğalttık. Şimdi bu güzel hikâyeye sihirli bir dokunuş lazım. Benimle evlenir misin?
Ah sensiz kalmıyor muyum bazen. Yıkasım geliyor önüme çıkan bütün duvarları. Arkasında seni bulurum sanıyorum. Ne ayrı koyduysa bizi zaman yada yollar bir kalemde silesim geliyor sana dokunma mı engelleyen ne varsa bir kadehi yere çarpıp tuzla buz eder gibi kırmak istiyorum, isyanım taşıyor kendi öfkemden korkuyorum ve kavuşmak bunu düşünmek içimde kırılmış bütün aynaları tamir ediyor.
Kırgınlık değil içimdeki sevgilim sadece sözlerin dokundu yüreğime inceden.
Yürüyen mantıktır Oğlak, tamam bazen duygularını işlerine çok karıştırmıyor değil ama yine de Oğlak öyle mantıklı konuşur ki, saatlerce dinlemek isteyebilirsiniz. Hatta bazen kendisine yararı olmaz ama size konuşarak öyle yararı dokunur ki, bir bakmışsınız size mutlu ve rahat olmanın formülünü vermişken, kendisi bu konuda oldukça başarısız kalmıştır.
Dokunamadığın birini özlüyorsan, özlediğin kalbine dokunmuştur çoktan.
Duyuyorum sana dokunamamanın ezikliğini ve düşünüyorum aşık olmanın rezilliğini. İnan yanındayken çekiyorum en çok hasretini.
İyi bir öğütle ilgili yapılacak tek şey başkasına devretmektir. Kendine bir yararı dokunmaz.
Her gün hasretindeyim bu gece olduğu gibi. Uyumadan önce şunları söyleyeyim sana aşkım; keşke sabaha kadar uykusuz kalsam da sana bakabilsem. Keşke benim üzerimde yorgan olmasa donsam da senin yanında uyuyabilsem. Keşke gözlerimi kapattığımda ellerim yanımdaki yastığa dokunduğunda o yastığı boş bulmasam. Yine yalnız bir rüyaya dalıyorum. Sensizim iyi geceler! Bütün bunları yaşayabilmek için mutlu yarınlara kadar yalnız uyuyacağım sevgilim.
Bazı yaralar vardır ki, kapanmış olsalar bile dokununca sızlarlar.
Şimdi bir lades kemiği gibi ortadan ikiye böldük aşkı! Sakın bana dokunma hepsi aklımda!
Bir Yayın sinirine dokunmakla, ateşe dokunmak aynı şey. Her iki durumda da bu yandın demek.
Benim kalbimi kırmak suya yazı yazmak kadar, gönlümü almak ise güneşe dokunmak kadar zordur. Sen suya yazı yazmayı başardın, şimdi güneşin batmasını bekle.
İyilik demek kimseye kötülüğü dokunmamak değil, kötülük yapacak cevheri içinde taşımamak demektir.
Kopan bir ipe düğüm attığınızda, ipin en sağlam yeri o düğüm olur. Ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan yer o düğümdür.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar sana onuncu köyden sesleniyorum seni çok ama çok seviyorum.
Seni sevmek güneşe dokunmak gibi, sana bakınca eriyor içimdeki buz kütleleri, her günüm seninle başlar, seninle yaşanır ancak bu hayat, günaydın aşkım.
Tıpkı İstanbul gibiydin; sana dokunmak, sana kapılmak, sana tapmak yenilgiyi daha baştan kabul etmekti.
Aylarca, yıllarca düşünür de düşünürüm. Doksan dokuz defasında yanlış sonuca varırım. Yüzüncüsünde haklıyımdır.
Kalbimi kırmak suya yazı yazmak kadar zordur, kalbimi düzeltmek ise gece doğan güneşe dokunmaya benzer, sen o suya yazı yazdın, şimdi güneşin doğmasını bekle!
Bir soluk kadar yakın, yıldızlar kadar uzak derler sevgi için. Uzanırsın yetişemezsin, yetişirsin dokunamazsın, dokunursun vazgeçemezsin, vazgeçersin ama UNUTAMAZSIN!..
Güneşin güzel yüzü yüreğine dokunsun, kâbuslar senden uzakta, melekler başucunda dursun. Güneş öyle bir geceye doğsun ki, duaların kabul Mevlid kandiliniz mübarek olsun.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar, ben sana onuncu köyden sesleniyorum. Seni çok ama çok seviyorum.
Hiç kimse değişime karşı değildir, yeter ki ucu kendisine dokunmasın. Ahmet Hamdi Tanpınar
Hakiki büyük adamlar güzel ağaçlara benzer. Dallarında yuvalar kurulur,   gölgesinde yorgunlar dinlenir, çiçeklerine sürünenler güzel koku alırlar,   meyvesiyle açlar doyar ve yaprakları arasından dökülen güneş damlaları toprağa hayat verir. Hiç kimseye ve hiçbir şeye zararı dokunmaz.
Birinin gerçek yüzünü görmek istiyorsan, kendisine hiçbir iyiliği dokunmayan birisine nasıl davrandığına bak.
Bayram sabahları, demli bir çay, su böreği, bayram şekerleri, şeker isteyen çocuklar, bir telaş bir koşturmaca. Köprü hep kalabalık, bayram programları, kolonya ikramları, bayram harçlıkları, uzun bayram tatilleri, ev gezmeleri, kısa hal hatır sormalar, el öpenlerin çok olsunlar ve daha bir dolu küçük ayrıntı. Hayatın üzerindeki pause düğmesine dokunun. Kısa bir süre için hayatı durdurun. Kurban Bayramınız mübarek olsun.
Gecenin güzel yüzü yüreğine dokunsun, şeytan senden uzakta, melekler başucunda olsun, güneş öyle bir geceye doğsun ki duaların kabul kandilin mübarek olsun.
Öyle bir gün gelir ki, afiyet(rahatlık) on cüz olur. Dokuz cüzü insanlardan uzaklaşmakla ve bir cüzü de susmakla sağlanır.
Önce düştüğümde kalkmayı öğrendim sonra aleve dokunduğumda acıyı sevmeyi öğrendim sevilmeyi sonra terk edilip beklemeyi sayende unutulmayı da öğrendim her şeyi öğrendim de yalnız unutmayı öğrenemedim.
Başarısızlıkların yüzde doksan dokuzu mazeret alışkanlığı olan insanlar tarafından gelmektedir.  George Carver
Fikirlerin gücüne bizzat şahit oldum. Fikirler adına öldürülen ve fikirleri savunurken ölen insanları gördüm. Yalnız, bir fikri öpemez ona dokunamaz veya onu tutamazsınız. Fikirler kan ağlamaz. Acıyı hissetmezler. Sevmezler.
Sıfırdan başlarsın yaşama, bir bakmışsın girivermiş hayatına, ikide bir özlersin, üç günlük ayrılık ölüm gibi gelir, dört gözle beklersin, beş vakit namazdan daha bağlısındır, altı üstü insandır halbuki, yedi kat göklerde hissettirir kendini, sekiz köşesindir mutluluktan, dokuz doğurursun beklemekten, O'nu seversin; O'nu çok seversin. Allah seni öyle güzel yaratmış ki üzmeye cesaret ister. O kadar tatlı yaratmış ki kıymaya yürek ister. Öyle güzel gönül vermiş ki onu kazanmak dünyaya bedel.
Aşk iki yalnızlığın birbirine dokunması, birbirini koruması ve selamlamasıdır. R. Marie Rilke
Avucumun içindeki nasırsın şimdi sen, kime dokunsam acırsın.
Bugün damarlarımda kan yerine ayrılık dolaşıyor. Bugün ellerime ellerin yerine yalnızlık dokunuyor.
Balıkların sevgisini bilir misin, birbirlerine dokunamazlar ama sevgilerini hep yüreklerinde hissederler, şimdi ben de sana dokunamıyorum ama sen hep yüreğimdesin.
Aşk kaçmaktan çok kovalamak, görmekten çok özlemek, gitmekten çok beklemek, dokunmaktan çok düşünmektir.
Selamın yetmiş hasenesi sevabı vardır; altmış dokuzu selam verene, biri ise selamın cevabını alan kimseyedir.
Gecenin güzel yüzü yüreğine dokunsun, şeytan senden uzakta, melekler başucunda olsun, güneş öyle bir geceye doğsun ki duaların kabul, Regaib kandiliniz mübarek olsun.
Hiç dokunmadığın birine aşık olabiliyorsan, sen aşkı yaşamayı hak ediyorsun arkadaşım. Can Dündar
Rüzgar okşar yüzünü ama sen rüzgara dokunamazsın. Güneş değer tenine ama sen güneşe uzanamazsın. Bu şarkı senin şarkın ama sen susturamazsın.
Uysal sevgilim, ben şimdi büyük bir kentte seni düşünmekteyim elimde uçuk mavi bir kalem, cebimde iki paket sigara hayatımız geçiyor gözlerimin önünden çıkıp gitmelerimiz, su içmelerimiz, öpüştüklerimiz ağlarım aklıma geldikçe gülüştüklerimiz. Her şey seni bekliyor, her şey gelmeni içeri girmeni senin elinin değmesini gözünün dokunmasını ve her şey tekrarlıyor seni nice sevdiğimi.
Her zorluğun sonunda doğan bir güzellik ferahlık vardır eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza az kalmış demektir.
Tenine dokunabilmek mi? Haşa. Gözüm göz menziline girsin yeter. Hadi düş düşlerime; tutmayana aşk olsun.
Bir soluk kadar yakın, yıldız kadar uzak derler sevgi için. Uzanırsın yetişemezsin, yetişirsin dokunamazsın, dokunursun vazgeçemezsin, vazgeçersin ama unutamazsın.
Devletin büyüklerine dil uzatma. Hataları olursa onlara aittir. Senin tutumun, emirlere uymak, düzeni bozmamak olmalı. Eğer tenkit edeceksen, sıfatı tenkit et, öze dokunma. Methedersen, her ikisini de methet.
Doktorun sorduğu fiziksel bir engeliniz var mı sorusu içime dokunmuştu nedense. Yok diyebildim, sadece kalbim kırık.
An, zamanın ve ebediyetin birbirini dokundukları bir belirsizlik.
Kalp midir insana sev diyen yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; bir muma ateş olmak mı, yoksa yanan ateşe dokunmak mı? Sevdiğim doğum günün kutlu olsun.
Zeki bir aptal olayları olduğundan daha büyük, karışık ve zor yapabilir. Diğer yönde hareket etmek için ise, bir dâhinin dokunuşuna ve cesarete ihtiyaç vardır. Hoshang Akhtar
Önce düştüğümde kalkmayı, sonra aleve dokunduğumda acıyı, sevmeyi öğrendim, sevilmeyi her şeyi öğrendim de yalnız seni unutmayı öğrenemedim!
Tamam, beni sevmesin; ama hiç kimse ona dokunmasın.
Bir Yay dokunarak sevgisini hissettirir ve gözleriyle aşkını karşısındakinin kalbine mühürler.
Dün gece seni o kadar aradım ki, soğuk vücuduma dokunmanı istedim, yatağa sensiz girmek zorunda kaldım. Neredeydin benim canım pijamalarım.
Dokunamadığın birini özlüyorsan, özlediğin kalbine dokunmuş çoktan.
Dünyadaki herkesin parmak izinin farklı olması, kimsenin sana benim gibi dokunamayacağının kanıtı.
Ve adamın dibi olmalısın bir Kovanın kalbinin dibindeki duygulara dokunabilmek için.
Dokunsalar, ağlayacağım bir ömür boyu. Ve değseler hüznüme, döküleceğim parça parça. Bir anlık değil boğulduğum bilinmezlik. Acısı çıkıyor sustuklarımın; oysa ben iyiyim görünürde.
Öyle içimdesin ki, yanağımda dolaşan rüzgardan daha gerçek, dokunuşların.
Şimdi ne çok isterdim elinin sıcaklığını. Yüzüne dokunmayı. Sahi yüzüne dokununca çoğalıyor gülüşlerin. Gülüşlerin acının önünde kumdan kalelere dönüyor. Üflesem ardında masum ve mahzun bir yürek tepeciği görünecek.
Bu gece gözlerinde ayın doğmasını bekle, yıldızlara dokunmaya çalış dokunamadığın için üzülme onları seyretmekle yetin benim seni özlemekle yetindiğim gibi.
Gül yanaklı sevgiliyi saramaz insan yüreğine diken batmadan, vurulmadan. Kim bir güzelin saçına dokunabilmiş tarak gibi diş diş, didik didik olmadan?
Bir teşekkür kadar var mıdır mutluluk veren anlamlı bir dokunuştur insana ilham veren. Her yapılanda gururdur teşekkür edilmesi insana. Bazı için kolaydır, bazıları için azap.
İhmale uğradığım dokunmuyor mu sana? Bin defa kırdığını bir defa anlasana.
Adı çıkmış dokuza, inmez sekize.
Duyuyorum sana dokunmanın ezikliğini ve düşünüyorum aşık olmanın rezilliğini inan yanındayken çekiyorum en çok hasretini.
Aşk yirmi dokuz harfmiş öyle dediler. Düşlerimdeki alfabemi yokluyorum. Ama sen hep sınırların dışındasın. Biliyorum aşk seni otuzuncu harfte saklıyor.
Bir daha birama dokunursan dişlerini ağzına dökerim.
Sen bir şeyler bilsen bildiğinden ben çıkarım, çocukluğuma dokunsan öksüz çıkarım, halkımı tanısan yurtsuz çıkarım.
Her gün hasretindeyim bu gece de olduğu gibi. Uyumadan önce şunları söyleyeyim sana aşkım. Keşke sabaha kadar uykusuz kalsam da sana bakabilsem. Keşke benim üzerimde yorgan olmasa donsam da senin yanında uyuyabilsem. Keşke gözlerimi kapattığımda ellerim yanımdaki yastığa dokunduğunda o yastığı boş bulmasam. Yine yalnız bir rüyaya dalıyorum, Sensizim iyi geceler.
Dokuz kere sev, onuncu olayım, gerçekten sev, sonuncu olayım.
Gizemli bir dokunuştur sevgi, kimi zaman içini ısıtır ama ne olursa olsun vazgeçilmezdir. Tıpkı senin gibi.
Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın, diyerek yaşattığınız yılanların bir sonraki hedefi siz olursunuz.
Ah. Bir cümle yüreğe bu kadar mı dokunur.
Gel artık gel de bitsin bu acı birazda gözlerinle sev beni, elin dokunsun elime tenin tenime ben hayal değilim gerçeğim etimle canımla de gel de bu can senin artık de gel de nefes alayım yaşadığımı hissedeyim bende.

Reklam Alanı

Diğer Güzel Sözler Yazıları

Reklam Alanı

Reklam Alanı