Sendeyim.net ekibi olarak 2025 yılında yine boş durmadık, sizler için harika Dağ İle İlgili Sözler derledik. Birbirinden güzel sözleri bir araya getirdik ki duygularınıza tercüman olsun. Dağ İle İlgili Sözler arayanlara ilaç gibi gelecek bu listeyi kaçırmayın. Çayınızı alın, kahvenizi koyun; güzel sözlere birlikte dalalım.
Herkes kendi dağında yaşar mevsimleri, ne senin kışın beni üşütür nede senin sıcağın beni ısıtır.
İçilen sıvının, bedenin her köşesine dağılıp sonunda idrara gitmesi canlıda olağanüstü bir toplama sistemi olduğunu gösterir.
Nasıl ki okçu okların düz olmasına özen gösterir, usta da dağınık düşüncelerini öyle toparlayıp yönlendirir.
Ben sadece Tanrı'nın iradesini yerine getirmek istiyorum. O, benim bu dağa tırmanmama izin verdi. Ve ben oradan baktığımda vaad edilmiş toprakları gördüm. Martin Luther King Jr.
Hayatımın kahramanı, sırtımı yasladığım karlı dağım canım babam 40. Yaşın kutlu olsun. Rabbim her zaman yüzünü güldürsün.
Arkadaşlar! Gidip, toros dağlarına bakınız, eğer orada bir tek yörük çadırı görürseniz ve o çadırda bir duman tütüyorsa, şunu çok iyi biliniz ki bu dünyada hiç bir güç ve kuvvet asla bizi yenemez.
Sesinde ne var biliyor musun, ev dağınıklığı. İki de bir elini başına götürüp, rüzgârda dağılan yalnızlığını düzeltiyorsun.
Herkes birikmiş bizi seyrediyor. Dağılın! Kukla oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz.
İnsanlar gelmeleriyle yalnızlıklarını dağıtanları severler, gitmeleriyle kendilerini yalnız bırakanlara aşık olurlar.
Göz göze temas uzadıkça algısızlık oluşur, çünkü karşıdaki o zaman algılanacak nesne olmaktan çıkar bir ben daha olur, nesne benliğim de iki benliği bir arada taşıyamayacağı için dağılır. Nesne benliğini dağıtmanın en kısa yolu, benliği nesneye boğmaktır.
Gitmek mümkün olsa gitsem uzaklara, sevmesem seni yaksam yüreğimi, savursam küllerimi dağlara denizlere, yeşerirdi küllerim sana olan sevgimle.
Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?
İnsanların hayatlarına sorgusuz sualsiz girip sonra da darma dağın edip hiç bir şey söylemeden çekip gidenlerden nefret ediyorum. Böyle misin sende gerçekten gitmek mi istiyorsun?
Seni hatırlarım güz yağmurlarında hoyrat türkümsün, yankılanan dağlarda birden yokluğun gelir aklıma seni sensiz yaşarım dökülen yapraklarda.
Aşk dolmaya benzer, iyi sarılmazsa pişerken dağılabilir.
Gurbet elde garip kaldım ağlarım. Ateş aldım yüreğimi dağlarım. Garip kaldım yüreğime dert oldu. Ellerin vatanı bana yurt oldu.
Bir güzel şenlik yeriydik seninle biz, yalanlar söyledin aşkımıza ve dağıldık. Gecenin bitişi gibi.
Ne giysem yakışmıyor uçurumlardan başka dağıtamıyor hiçbir güneş ruhumdaki sisi ve ben hala yarın güzeldir diyorum kalmasa da albenisi.
Soluk kentin alın yazısı vurulur dağlara, İçinde kumral bir çınardır sevdiğim, Eğilip yüreğinden ezgiler içtiğim, Birlikte mutluluğa karar verdiğim. Düğün Törenimizde bizimle beraber olmanızdan mutluluk duyacağız.
Her martı bir deniz, her rüya bir uyku, her dağ bir duman her nota bir şarkı bulur ama, ben başka sen bulamam.
Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur.
Yeni yılda yeni aşklar kalbinizde olsun. En güzel yılbaşı nefes aldığınız her an etrafınıza mutluluk dağıtsın.
Dağlarımız, ovalarımız ve ırmaklarımız bizi bekliyor. Biz bütün ömrümüzü gurbette geçirip Gurbet türküleri söylemek istemiyoruz. Biz yiğitlikleri ile destanlar yazmış bir halkız, Ve önümüzde duran bütün güçlükleri yenecek. Aceme, kararlılığa ve koşullara sahibiz, Dost ve düşman herkes bilsin ki; kazanacağız, mutlaka kazanacağız.
Zengin arabasını dağdan aşırır, züğürt düz ovada yolunu şaşırır.
Fare dağa küsmüş dağın haberi olmamış.
Unutma. Giden günü geri getiremezsin. Bulandırdığın suda suretini göremezsin. Burnun bu kadar Kaf dağındayken, önünü göremezsin.
Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında, en güzel çare dağ ile karı baş başa bırakmaktır. Gün gelip karlar eridiğinde, dağ yolunuzu gözleyince en güzel cevap, başka bir dağdan selam yollamaktır. Şems
Ben sadece Tanrı'nın iradesini yerine getirmek istiyorum. O benim bu dağa tırmanmama izin verdi. Ve ben oradan baktığımda vaad edilmiş toprakları gördüm.
Adın ki en güzel kelimedir dağarcığımda ne zaman ansam; kelimelerim kendini asar darağacında.
Demedim mi bu hasret bitirir seni. Ay dolanır gider, yalnız kalırsın. Her gün yeni baştan dağılır, ufalırsın. Demedim mi yüreğim böyle sevme diye.
Görünen dağın uzağı olmaz.
Arkadaş sen hiç ölümün gölgesinde özgürlüğü yaşadın mı kahpesine ibnesine kurşun yağdırdın mı hiç bir garibanın elinden tutupta kadere rest çektin mi dinle cici kız dinle sen sosyetenin cilalı taşlarında dans ederken ben ise parçalanmış vücudum dağılmış çenemle zulamda cığaram suskun silahımla gelmeyen özgürlüğümü bekliyordum.
Aşk bir duygu olarak göz, gönül ve kulak menfezleriyle insanın iç alemlerine akar; vuslata dek de bir baraj gibi şişer, bir çığ gibi büyür, ve bir alev gibi onun her yanını sarar. Aşk vuslatla noktalanınca her şey durgunlaşmaya yüz tutar; ateş, söner baraj boşalır, çığda dağılır gider.
Dağlarda yaşar gerekirse vatan için ey şanlı askerim sen bir tanesin.
İki kelime yeter seven Yayın kalbini kırmaya. Sonra roman yazsan ne fayda? İki adımda geçersin diğer tarafa. Sonra dağlar aşsan ne fayda?
Kafam dağınık olabilir ama kimi nereye koyduğumu asla unutmam.
Herkesin yalnızlığı kendine benzer. Benimki biraz gürültülü biraz kalabalık ve çokça dağınık işte. Çok fazla kitap ve çok fazla boş bardak var.
Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile.
Filmi izlemek için tam ekran yaptığımızda, dikkatimizi dağıtmasın diye kenara ittiğimiz farenin imleci kadar önemsiz bazı insanlar.
Gözyaşları ile dağıtılmayan keder, diğer organları ağlatabilir. Henry Maudsley
İnsanlığın en güzel görevi adalet dağıtmasıdır. Voltaire
İnsan tırmanırken dağın kafa tutmasına razı olmalıdır.
Türküler paylaşılıyorsa eğer, Dağ rüzgârları paylaşılıyorsa, Sevinçte dâhildir buna. O zaman bütün bir yaşam paylaşılacak kadar güzeldir artık. Yaşamımızı paylaşmaya adım attığımız bu ilk günde sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız.
Şu dinmeyen arzuya karşı koysa da dağlar, ümitsizce gözlerim sanma ki her dem ağlar, varsın hasret ile geçiversin seneler, bizi ayıran yollar bir gün yeniden bağlar.
Sıkıntı çekecek kadar gücüm, acı çekecek kadar sabrım kalmasa da seni sevecek kadar kalbim her zaman vardır. Hani dağlarda dört mevsim erimeyen kar olur ya; yokluğunda yüreğimden eksilmeyensin sevdiğim.
Biz senle. Aynı yağmurdan dökülen, ayrı dağlardan süzülen, aynı denizde can veren nehirler gibiyiz.
Sana doğru bir kelebek uçurdum, dağları denizleri aştı seni buldu, yanağına ufacık bir öpücük kondurdu hissettin mi? Günaydın bebeğim.
Aşkımı dağlara yazacaktım aşkımdan büyük dağ bulamadım.
Sevgilim bil ki senden uzak ne güzellikleri avutur beni bu şehrin, ne de yıldızlı akşamları! Özlemin bir nehir olmuş yarar girer içimde ki dağları!
Duygular firarda, saplandı hançer sırtıma. Bana bir ümit versen alırım dağları karşıma. Hayatım zindan içinde tutulmuştum o gözlerine. Eskide kaldı anılarımız, akla gelince ağlarız. Asır Mecazi
İnsanlığın en güzel görevi adalet dağıtmasıdır.
Sana doğru bir kelebek uçurdum, dağları denizleri aştı seni buldu, yanağına ufacık bir öpücük kondurdu hissettin mi. Sevgililer günün kutlu olsun.
Zora dağlar dayanmaz, aşığa yollar dayanmaz.
Dile cici kız sen sosyetenin cilalı taşlarında dans ederken ben ise parçalanmış vücudumun dağılmış çenemle zulamda cigaram suskun silahımla gelmeyen özgürlüğümü bekliyordum.
Hedefiniz nedir onu bilin. Dağılmayın. Lüzumsuz şeylerle uğraşmayın.
Sevdalın şu dağı del dese, koşar, delersin! İş Allah'a geldi mi, gücün yok, sendelersin!
Dağlar önümde diz çökerken kayalara yalvarmam. İster sever ister gider benim dünyam her türlü döner.
Ey kör! Bu yer, bu gök, bu yıldızlar, boştur boş! Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş! Su durmadan kurulup dağılan evrende bir nefestir alacağın, o da boştur boş!
Bir bağrı yanık kardeşim var ağlar mı bilmem, uzanıp da gözlerine akan yaşları silemem, yarın askere gidecek gitme kal diyemem, ağlama kardeş ağlama ağlayıp da yüreğimi dağlama. Seni çok seviyorum doğum günün kutlu olsun.
Ey İnsan kaf dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma her şeyin bir hesabı var üzdüğün kadar üzülürsün.
Beyin saniyede 400 milyar parçalık bilgiyi işler. Biz bunların 2000 tanesini belleğe atarız. 2000 tanesinin farkında oluruz. Buz dağının sadece tepesinin gördüğümüz bir dünyada yaşıyoruz.
Biz ailecek dağcıyız. Benim halamı dağa kaldırmışlar.
Her eylem bir bilgi akışı ya da radyasyondur. Mutlak cevabı vardır. Dağ çiçekleri bile habercidir. Titreşerek haber verirler, bu, bir haberdir.
Allah dağına göre kar yağdırır.
Dağda üç beş domuz sürüsü. Tutturmuş bir Kürdistan türküsü. Eline almış bayrak diye bir masa örtüsü. Satsan beş para etmez ne dirisi ne de ölüsü. Soyu soysuz olan sensin toprak senin neyine. İte itlik yapıp kafa tutma beyine. Anlasa dediğimi sokaktaki köpek ağlar haline. Duy ulan soysuz Ne Mutlu Türküm Diyene! Size tek sözüm budur.
Aşk ile koskoca dağları düz ettim. Cahit Sıtkı Tarancı
Aşkım var dağlar bilemez, sevgim var kimsenin aklı alamaz, birde sen varsın ya bir tanem dünyada kimse böyle sevemez.
Sizin dediğiniz Vatan dağda başlayıp çöplükte biter. Bizim bildiğimiz Vatan yürekte başlayıp Şehadetle biter!
Aşkımı dağlara yazacaktım ama aşkımdan büyük dağ bulamadım.
Dikkatim dağılmadan yapabildiğim en uzun şey, seni düşünmek.
Biz komando değiliz ki her dağda leşimiz olsun. Biz bahriyeli değiliz ki her limanda sevgilimiz olsun. Biz jandarma değiliz ki sırtımızda çantamız olsun. Biz havacıyız kızım bırak bizimde havamız olsun.
Biriciğim, sana doğru bir kelebek uçurdum, dağları denizleri aştı seni buldu, yanağına ufacık bir öpücük kondurdu. Hissettin mi? Sevgililer günün kutlu olsun!
Bu devirde sevgilin için dağı bile delsen, amele der yine çeker gider.
İçimde biriken hislerin birdenbire patlayarak beni zerreler halinde dağıtacağından korkuyorum.
Keşke dağlara gelincik olsaydım da, okşamasını bilen avuçlarının içinde solsaydım.
Bazı insanları Allaha havale etmek yerine; Ağzını burnunu dağıtıp Havale geçirmesini istiyorum!
En yüce dağlar en derin denizlerden çıkmıştır; en derin acılardan doğar, en derin sevinçler.
Ben sensizdim. Akşamın yaklaştığı saatlerde kahrolursun görme ağladığımı başlayan düşü şafakla birlikte dağıtır ansızın her gün batımı.
Zengin evlatları 3G ile gezerken, biz dağlarda G3 ile dolanıyoruz
Bütün dünyayı istediğim renge boyayıp, bu rengi insanlara bütün sevginle dağıt, kendini sevginin bir rengi diye tanıt. Çünkü senin varlığın sevgiye en güzel kanıt.
Araya koskoca yıllar girse de kalbim seninle bu can seninle. Koskoca dağlar girse de araya ben seni unutmam unutamam, ki ben sana kocaman bir can verdim sen bana sevgi dürüstlük verdin ben seni nasıl unuturum ki sen bana bir can bir sevgi verdin.
Ben bir seyyahım ve bir dağa tırmanıcıyım diyordu kendi kendine, ovaları sevmem ve öyle görünüyor ki bir yerde uzun zaman sakin oturamam. Başıma kader ve yaşayış olarak ne gelirse gelsin; onda daima bir gezinme ve bir tırmanış vardır. Çünkü sonuçta insan, ancak kendi hayatını ve kendi içini yaşar.
Dağınık olan sistem değil, sistemin çarkları haline dönüşmeye meyilli olan insan aklı.
Yüksek dağda buz içinde gönüllü yaşamaktır felsefe.
Zamansız gelme elim kolum dağınıksa sarılamam!
Hayat da paylaşmaya değer bildiğin bir sır varsa eğer haykırıp dağlara taşlara, anlatmalıymış meğer.
Her şeyi dağıttığım için üzgünüm. Sen toparla, yeniden bir hayat kurarsın. Ama benden bir başkasıyla, ben yokum artık.
Esip esip geç ey deli rüzgâr, geldiğin yerden yarin kokusu çağlar, yollara dağlara rüzgara günaydın. Özlemiyle yandığım, aşkıyla uyandığım sevdama günaydın. Güne güneş gibi doğan biriciğim sevgilim sana günaydın.
Sen beni bir dağın eteğindeki gelincik kadar severken, ben seni o dağın doruğundaki kardelen kadar özlüyorum.
Unutun kederden oflayıp puflamayı ve tüm ayaktakımı üzüntülerini. Dağ mağaralarından kopan rüzgara benzeyin; kendi çalıp kendi oynamak ister o, ayaklarının altında denizler titrer. Gülmeyi kutsadım ben; siz daha yüce insanlar, öğrenin gülmeyi.
Dağların aslanları geceniz gündüz gibi olsun dualarım sizinle askerim.
Sabrın anlamı, sırtında dağları ve insanoğullarını taşıyan toprak gibi olman demektir. Seriyy Es-Sekati
Dost diye yürek saldım gurbet ele, elleri boş gözü yaşlı döndü geriye. Dedi dostluk ölmüş yarenlik unutulmuş. Dedim ya şu karşıki dağlar, onlar dost değil mi. Dedi heyhat susamışsın seraptır onlar. O an siliniverdi dost diye sırt verdiğim o dağlar.
Felsefe yüksek bir dağ yoludur. Issız bir yoldur ve yukarı çıktıkça daha da ıssızlaşır. Bu yolu her kim izlerse hiç korkmamalı, her şeyi geride bırakmalı ve kış karında güvenle ilerlemelidir. Kısa süre içinde altındaki dünyayı görür; kumsalları ve bataklıkları gözünün önünden kaybolur, düzgün olmayan noktaları düzelir, yırtıcı sesleri artık kulağına ulaşmaz. Ve yuvarlaklığını da görür. Kendisi her zaman saf ve serin dağ havasındadır ve güneşi görür, oysa aşağıdaki herkes gecenin karanlığıyla kuşatılmıştır.
Hiçbir şey durağan değil. Her şey eskiyip dağılıyor.
Anne gezindiğin bağ, baba yaslandığın dağdır. Ömrümün en güzel çağı annen ve babanla olandır. Ataol Behramoğlu
Okudukça, yüce dağların üstünden aşan yolları öğrendim.
Durgunluğumda uzanmış, Suskunluğumda dinleniyorum. Gözlerimi kapatıp, dalıyorum senin düşlerine. Ne kadar dağınık kalmış hayallerim varsa, topluyorum tek tek feda ediyorum gülüşlerine. Atakan Korkmaz
Eskiden dünyada, görünüşte dağınık ama iç dünyaları derli toplu insanlar vardı. Oysa şimdikilerin dış görünüşleri derli toplu ama iç dünyaları dağınık.
İğne ile dağları kazarak yerinden kaldırmak, gönüllerden kibir ve gururu çıkartmaktan kolaydır. Ebu Haşim Sufi