Altan Erbulak Kimdir?
Adı Soyadı: Altan Erbulak
Doğum Tarihi: 11 Kasım 1929
Nereli: Erzurum
Burcu: Akrep
Kilosu: Bilinmiyor
Boyu: Bilinmiyor
Göz Rengi: Siyah
Saç Rengi: Beyaz
Eğitim Durumu: Cemal Tollu Resim Atölyesi
Sevgilisi: Yok
Evli mi: Evet
Eşi: Füsun Erbulak
instagram Hesabı: Yok
Twitter Hesabı: Yok
Facebook Hesabı: Yok
Altan Erbulak Karikatürist, oyuncu, şovmen, gazeteci kimliklerine sahip bir sanatçıdır. 11 Kasım 1929 yılında Erzurum’da dünyaya gelen
Altan Erbulak’ın babası Binbaşı Annesi ise bir ev kadını idi. Annesi naif, hoşgörülü sevecen bir kadındı. Altan Erbulak’ın çocukluk dönemi kız kardeşi Bilgi ile babasının farklı şehirlere atanması ile birçok Anadolu şehirlerinde geçti. Öğretim hayatının hemen hemen her yılı farklı okullarda geçti. Orta okulu ise Bakırköy orta okulunda geçirdi. Bakırköy orta okulundan mezun olduktan sonra ailesi tarafından Işık lisesine yazdırıldı. Altan Erbulak Işık lisesinde beklendiği başarıyı yaşayamadı ve başarısızlığının ardından Akademinin açtığı resim bölümüne kayıt oldu. Cemal Tollu atölyesinde 5 yıl gibi uzun bir süre eğitim görmüş ancak o zaman ki yaşadığı bazı sıkıntılardan dolayı Güzel sanatlar akademisini bitiremeden askere gitmek zorunda kaldı.
Altan Erbulak askerlik hayatını On başı olarak tamamladı. Askerden döndükten sonra Altan Erbulak 1950 yıllarında bıraktığı güzel sanatlar atölyesine geri dönerek eğitimine devam etti ve sonunda mezun oldu.
Babası askeriye kariyerinin sonuna geldikten sonra emekli oldu ve yaşadıkları semt olan Bakırköy’de Kartal Tepe mahallesi Muhtarı oldu. Söylenenlere göre Altan Erbulak Bakırköy’de oturduğu dönemlerde
Altan Karındaş, Münir Özkul ve
Sadri Alışık ile aynı trende gidip gelirken onlara ufak skeçler oynayıp komiklikler yaparmış.
Ali Erbulak Akbaba mizah dergisinde 1943 yılında ilk Karikatürleri yayınlandı. Hergün gazetesinde 1947 yılında karikatürist olarak iş hayatına profesyonel olarak devam etmiştir. Sonra ki dönemlerde ise Milliyet, Çocuk haftası, Akbaba, Yeni sabah, Akşam, Vatan gazeteleri başta olmak üzere Yirminci asır, Tef, Hafta, Dolmuş, Karikatür, 41 Buçuk, Taş, Pazar, Markopaşa, Doğan Kardeş, Gırgır, Fırt ve Gümgüm gibi büyük dergilerde kariyerine devam etmiştir. Taş Arabası ve Altanca başlığı ile 1946 ile 1989 yılları arasında çeşitli dergiler de yazılar yazmıştır. Kibar Hırsız ve Cafer ile Hürmüz isimli çizdiği çizgi romanları gazete ve dergilerde yayınlanınca ünlenmeye başladı. Aynı dönemlerde Orhan Boran’ın radyo programında yarattığı Taş arabası ve Yuki tiplemelerini dergi bazında çizdi.
Sahne deneyimini ilk defa amatör olarak bir cep tiyatrosunda bir evlenme oyununda sahneye çıktı. Aynı dönem
Altan Aşkın ile evlendi ve evliliğin verdiği mutluluğa kızı olacağı haberi de eklenince çok mutlu oldu. Altan Erbulak 1957 yılında dünyaya gelen kızına Ayşe ismini verdi ve Ayşe Erbulak 1957 yılında dünyaya geldi. Aynı yıl
Haldun Dormen ile tanıştı. Küçük sahnede bir kereliğine Erol Günaydın ve Teyzesi adlı oyunda Dormen Tiyatrosunda kel bir uşak rolü ile sahnede görev aldı ve içinde o anda tiyatro aşkı alev aldı ve bir daha asla tiyatrodan kopamadı. Sanatsal anlamında sadece tiyatro ile sınırlı kalmayan Altan Erbulak Karikatür dalında da başarılarına başarı katıyordu.
Yeni Sabah Gazetesin de 1958 yılında çalıştığı dönemlerde kariyerinde ufacık bir değişikliğe gitti ve Medrano Sirkinde 1 hafta boyunca palyaçoluk yaptı. Karikatür aşkı o dönemlerde içinde tekrar alev aldı ve çalıştığı sirkte yaşadıklarını kaleme aldı ve karikatürlerdi.
Aynı Masal isimli oyuna 1962 yıllarında Dormen Tiyatrosunda çalışırken Füsun Şahin ile tanıştı 2 yıl sonra ise 21 Şubat 1964’te
Füsun Şahin ile 2. Evliliğini yaptı. Bu evliliğinde bir meyvesi dünyaya geldi ve 20 Ekim 1975’te kızı Sevinç Erbulak dünyaya geldi. Dormen tiyatrosunda 1970 yılına kadar çeşitli rollerde profesyonelce görev aldı ve birçok oyunun da yöneticiliğini yaptı. 1969 yılın da Münir Özkul tiyatrosun da İstanbul Devlet Opera Balesin de konuk oyuncu olarak Güngör Dilmen’in yazdığı başlıca eserlerden biri olan Midas’ın Kulakları isimli tiyatro gösterisinde Berber Başı karakterine hayat verdi.
Metin Serezli ve Altan Erbulak 1971 – 1979 yılları arasında bir tiyatro kurmaya karar verdiler ve bu dönemlerde Kocamustafapaşa Çevre isimli tiyatroyu kurdular. Kurdukları tiyatro da Metin Serezli ile birlikte Deli Deli Kulakları Küpeli ve Yüzsüz Zühtü isimli tiyatro oyunlarını sergilemeye başladılar ve Çevre tiyatrosunun ilk gösterim oyunları bunlar oldu.
Altan Erbulak sanata aşık biriydi sinema ve tiyatro oyunculuğunun yanı sıra şovmenlik ve skeç yazarlığı da yaptı. O yıllar da yine bir ilke imza atan
Metin Serezli ve Altan Erbulak ikilisi 80’li yıllar hiç olmayanı yapıp Şişli – Beyoğlu dışına tiyatrolarını açmışlardı. Altan Erbulak 80’li yılların sonuna doğru tiyatrosunun kapanmasının ardından çeşitli tiyatro topluluklarında yönetmenlik ve oyunculuk yaptı. Yetenekli bir tiyatrocusu olan Altan Erbulak yaptığı taklitler ve güldürme yeteneği sayesinde 1961 yılında İlhan İskender, 1982 yılın da ise İsmail Dümbüllü ödüllerini kazandı.
Alıngan Gemisi ve Deneme Televizyonu isimli programlara hazırlanmak için aynı dönemde BBC’nin verdiği eğitim kurslarına katıldı ve kursu başarıyla bitirdi.
Kurs sonrası TRT için Alıngan Deneme Televizyonu ve Alıngan Gemisi programlarını hazırladı.
Altan Erbulak Bana gönül bağlama, Fosforlu oyuna gelmez, Yeşil kurbağalar, Son baskın, Yaman gazeteci, Güzel bir gün için Bülbül yuvası gibi filmlerde rol aldı.
Yedi Kocalı Hürmüz filminde ise Egemen Bostancı’nın 1982 yılında ona sunduğu özel teklif üzerine rolünü kabul etmiş ve kekeme berber karakterini canlandırmıştır.
Altan Erbulak birçok oyuna katıldı, yönetti ve yazarlığını yaptı. Bu başarıları ona tiyatroculuk ve gazetecilik dallarına birçok ödül kazandırdı.
Haldun Dormen bir gün yanına gelip ona bir oyun teklifinde bulunduğunda uzun süredir yaptığı gazetecilik ve karikatüristlik kariyerine ara vermiş ve Necati Cumalı’nın yazdığı Her Evde Hır var isimli oyunda görev aldı. Aralıklı dönemler de o zamanın en meşhur mekânı Maksim Gazinosunda şovlar düzenledi.
Altan Erbulak tiyatro sevdasından hiçbir zaman vazgeçmedi iki defa daha tiyatro kurma girişiminde bulundu başarısız olunca Erol Günaydın ile birlikte Venüs Tiyatrosun da ‘’Bit Yeniğini adapte edip Bit yeniğimi? İsmi altında tiyatro oyununu oynadı. Aynı dönemde Fehim Başa Konağı isimli oyunu Aksaray Köşe Başı Tiyatrosunda oynattı ve Yedi Bela Rasim karakteri ile kabadayı rolünü üstelendi. Fehim Paşa karakterini ise
Mete İnselel oynadı.
O dönemlerin meşhur salonlarından biri olan Çevre Tiyatrosunun sahibi Hasan Zengin beyin diğer salonun da
Ali Poyrazoğlu Tiyatrosunda oyunlarını sergilediler.
Altan Erbulak Yanımdaki Yatak isimli oyunla birlikte oyunculuk kariyerinde yeni bir adım atmış ve ciddi, dramatik bir karakteri canlandırdığı için mutlu olmuştur. Seyirciyi güldürmeye alışan Altan Erbulak ilk defa bu oyunda güldürmemiş drama oynamıştır. Anılarını sonra ki dönemler de Nalıncı keser ya da Ben Bir Yalancıyım adlı kitapta derleyip yayınladı.
Altan Erbulak 59 yaşında Almanya turnesinden hemen önce Dünyalar oyununu sergilemiş ve 1 Mayıs 1988 yılında masasında fenalaşarak hastaneye kaldırıldı ve hayata gözlerini yumdu. Tiyatro aşkından dolayı Altan Erbulak’ın sahnede öldüğünü söyleyebiliriz. Vefatından sonra Çevre Tiyatrosunun adı değiştirilmiş Altan Erbulak tiyatrosu ismini almıştır. İstanbul’un bir ilçesi da olan Eyüp Sultan da bir parkın adına Altan Erbulak parkı ismi verilmiştir.
Aziz name oyununu Hadi Çaman tiyatrosunda yönetmiş ve dekorunu tasarlamıştır. Aynı zaman da Puntila ağa Uşağı matti isimli tiyatrosunun dekorasyonunu da tasarlamıştır. Bir söylem de Çevre tiyatrosunda çalıştığı dönemler de tekniker ustası Selahattin Bey ile birlikte sabah saatlerine kadar çalışıp dekorları astıkları da söylenmektedir. Teknolojiye çok düşkün olan Altan Bey Tiyatro salonu teknolojisi üzerine geliştirilen bütün ürünleri hemen kendi salonuna almaya çalışırdı.
İsmail Dümbüllü ve
Muammer Karaca gibi usta isimlerle usta çırak ilişkisini öldüğü güne kadar sürdürmüş ve Alaylı oyuncu deseler bile kendisi için o saygısından ödün vermedi asla.