Hamdü lillah halas olduk şitadan, Hakka hamd ü şükür Yezdanımız var, Berd ü şiddet def'olunca havadan, Mürde tecdid olur fermanımız var, Doksan tamam olup geçince dehruz


Reklam Alanı

Hamdü Lillah Halas Olduk Şitadan Türkü Sözü

Hamdü lillah halas olduk şitadan
Hakka hamd ü şükür Yezdanımız var
Berd ü şiddet def'olunca havadan
Mürde tecdid olur fermanımız var

Doksan tamam olup geçince dehruz
Dağ üstü bağ olur mah ü şeb ü ruz
Otlar baş gösterir çıkınca nevruz
Ahbaba bir tuhfe destanımız var
Olur mürde iken yeniden ihya
Başlar şükufesi olmağa peyda
Budur kudretullah destan-ı meyva
Daim yoktan verir Yezdanımız var

Mevsim-i baharda açılır kiraz
Mürğ-u dil havaya eyledi pervaz
Gümüşten diraht-i zerdali diraz
Aşiyan yapmağa meydanımız var

İncir kadeh deyu rakip sunma boş
Çekip alma sakın olursun sarhoş
Eyle kulağına armudu menguş
Hezar dost yüz yerde düşmanımız var

Eşgim tane tane düşüptür nara
Oldu buharımdan üzüm kapkara
Çeşm-i bademkeşi dedim nigara
Süzme ayine-i devranımız var

Hurma leblerinden akıttın balı
Hasta dile gerek sulu şeftali
Yeni meyva vermiş turunç misali
Gerdan arasında seyranımız var

Muradın göbekten almaksa ayva
Tut pendimi dön gel burda kıl eyva
Pelid oğlu pelid der rakip hala
Biz de nişan koyduk nişanımız var

Bir iki çark gibi dönmezle pirinç
Yar sunar elinden al badeyi iç
Gümdiyse ocağa kestane ergeç
Dağıtır ateş-i suzanımız var

Aşkın ile harnup gibi kurudum
Ceviz gibi içerimden çürüdüm
Vişne rengi şalvar ile yürüdüm
Görmiyeli dilde hicranımız var

Benim bağımda var fındıkla fıstık
Oku yayı erik dalına astık
Pir-i fani olduk dünyaya küstük
Okunsun defter ü divanımız var

Hacı Şem'i böyle bir destan demiş
Galiba ağyardan kızılcık yemiş
Cübbesi limoni zeytuni biniş
Böyle tezyin olmuş cananımız var



Âşık Şem’î: Hayatı ve Şiirleri, hazırlayan
Feyzi Halıcı, adlı kitapta eser şu şekildedir:

Hamdülillah halas olduk şitadan
Hakka hamd ü şükür Yezdanımız var
Berd-i şiddet def'olunca havadan
Mürde tecdid olur fermanımız var

Doksan tamam olup geçince dehruz
Dağ üstü bağ olur mah-ı şeb rah-ruz
Otlar baş gösterir çıkınca nevruz
Ahbaba bir tuhfe destanımız var

Olur mürde iken yeniden ihya
Başlar şükufesi olmaya peyda
Budur Kudret-ullah destan-ı meyva
Daim yoktan verir Yezdanımız var

Mevsim-i baharda açılsın kiraz
Murg-ı dil havaya eyledi pervaz
Gümüşten dirahtı zerdal-i diraz
Aşiyan yapmaya meydanımız var

İncir kadeh deyu rakip sunma boş
Çekip alma sakın olursun sarhoş
Eyle kulağına armudu menkuş
Hezar dost yüz yirde düşmanımız var

Eşkim dane dane düşübdür nara
Oldu baharımdan üzüm kap-kara
Çeşm-i bademkeşi didem nigara
Süzme ayine-i devranımız var

Hurmalılarından akıtsun balı
Hasta dile gerek sulu şeftali
Yeni meyve vermiş turunç misali
Gerdan arasında seyranımız var

Muradın göbekten almağa ayva
Tut pendimi döngel burda kal ayva
Pelid oğlu peliddir rakip hala
Biz de nişan koyduk nişanımız var

Bir iki çerh gibi dönmeze pirinç
Ya içir elinden ya al bade iç
Gömdüyse ocağı kestane er-geç
Dağıtır ateşi suzanımız var

Aşkınla harnup gibi kurudum
Ceviz gibi içerimden çürüdüm
Fişne rengi şalvarlar ile gördüm
Görmeyeli dilde hicranımız var

Benim bağımda var fındıkla fıstık
Oku yayı erik dalına astık
Pir-i fani olduk dünyaya küstük
Okunsun defter-i divanımız var

Hacı Şem'i böyle bir gazel dimiş
Galiba ağyardan kızılcık yimiş
Cübbesi limoni zeytuni biniş
Böyle tezyin olmuş cananımız var


Konyalı Aşık Şemi
Konya

Reklam Alanı

Diğer Türkü Sözleri Yazıları
Türkü Sözleri

Reklam Alanı

Reklam Alanı