Şöyle gönül gözü ile bir bakta
Kimi tüy döşekte kimi ayak ta
Çivisi sökülmüş yalpalamak ta
Kendini üzmeye
değer mi dünya
Birbirine düşman bacıyla kardaş
Kimi kahkaha da kimi döker yaş
İster hızlı dönsün istersen yavaş
Kendini üzmeye değer mi dünya
Haydut parçalasın hırsızlar yesin
Kursağın da kalır her bir hevesin
Kimi yalan kimi fanidir desin
Kendini üzmeye
değer mi dünya
İster yetmiş seksen ister isen yüz
İstersen malını istif edip düz
İster bahar yaşa ister isen güz
Kendini üzmeye değer mi dünya
Yaşanacak mecbur nasıl atasın
Kulpu yok ki yakalayıp tutasın
Sana göre lokma değil yutasın
Kendini üzmeye
değer mi dünya
Nerede çaba gayret verenler
Nerede kendi mülkü görenler
Hani ya sultanlar nerde erenler
Kendini üzmeye değer mi dünya
Kabıyla kabına dola bilmezsen
Sığar mı kabına ala bilmezsen
Kal dese yalvarsa kalabilmezsen
Kendini üzmeye
değer mi dünya
Misafirsin konağının süresi
Yolun uzun iki kaşın arası
Duramazsın geldiğinde sırası
Kendini üzmeye değer mi dünya
Cazibesi yoktur desem yalandır
Öz sahibi onda baki kalandır
Önü sonu elbet bir gün talandır
Kendini üzmeye değer mi dünya
Bu hanın yolcusu yolunda gerek
Azığı heybesi belinde gerek
Sevenin sevdiği dilinde gerek
Kendini üzmeye
değer mi dünya
Biriktirme sonu yoktur ha bire
Ya hakka tabisin yada hiç bire
En sonun da yolun uğrar kabire
Kendini üzmeye değer mi dünya
Güner Bulut
17/11/2016