Sen yalnızlığı bilir misin sevgili?
Hani insan vücudunu saran o anlatılmaz duyguyu.
Önce rengi değişir insanın, sonra sol yanına ateşler basar, hançer saplanır.
Zekeriya Işıklı Hayatın Kaldığı Yerdeyim Şiiri
Sen yalnızlığı bilir misin sevgili?
Hani insan vücudunu saran o anlatılmaz duyguyu.
Önce rengi değişir insanın, sonra sol yanına ateşler basar, hançer saplanır.
Her yer kara kış ayaz. Ne kar tutar gönül, ne bahar, ne de yaz.
Anlatılmamış öykülerin izlerini taşır yürek.
Titrek bir sesle yankılanırken çaresizlik, törpüler hayat, sivri uçlarını acıların.
Sorulan sorular bile yanıtsız kalır, kendini bulursun soruların yanıtında.
Sessizliğin çıldırtan uğultusu kulaklarında yankılanırken, yüreğindekileri döker gözlerin.
Karabasan gibi çöker, bir vedaya kılavuzluk ederken hain geceler.
Bir kısır döngünün içinde, sıkışır kalırsın.
Yüreğine batar cam kırıkları, ılık ılık kanar derinden.
Sıcak bir el dokunsun istersin yüreğine.
Soğusun yüreğin, biraz serinlesin, aşka vakit kalsın.
Ruhun dilini unutunca aşk, soğuk ve beyaz bir el dokunur, gitmeden önce son kez.
Buz keser yürek…
Ellerin buz…
Sözlerin buz…
Gözlerin buz…
Kırgınlığımın çoğu sanadır, kalanını da alacak yazdım sol yanıma.
Zor olacak yeniden başlamak, mutlaka kırılacak içimde bir yerler.
Senden sonra daha sıcak bakacağım kendime, biraz daha cesur başlayacağım yeniden sevmeye.
Her son bir başlangıçtır.
Bir günde doğup, bir günde filiz veren.
En son nerede kaldıysa hayat,
Ben hayatın kaldığı yerdeyim.
Hayatın kaldığı yerdeyim sevgili!
Şair : Zekeriya Işıklı
Şiirin Konusu :
Aşk
Ateş
Cam
Cesur
Çaresizlik
Hançer
Hayat
İnsan
Karabasan
Kırgınlık
Öykü
Ruh
Sevgili
Sıcak
Uğultu
Yalnızlık
Yürek