Hastane koridorunda Hınca hınç yığılmış cansız bedenlere Şehir ölümü yorgan gibi örtünmüş 17 ağustosun ertesi Ne olur beni durdurun Gri renkli bir ülkeden dönüyorum geriye
Yollar
Yorgunum
Rüzgarlı kasabanın çalışı
Çam kokulu dağların rüzgarsız yağmuru
Beni artık durdurun
Yorgunum
On beş mayıs doksan sekiz
Viran şehre beş kala
II
Yollar
Yorgunum
Asfalt rengi bir çayın deminde ilerliyorum
Önümde yüzünü benden saklayan bir dağ
Bitkin bir adam dikiz aynasında
Tende biraz solgunum
Yorgunum
Yedi haziran Erciyes hala yüzünü saklıyor
III
Yollar
Yorgunum
bir anne çığlığı
Enkaz altındaki üç yavruya
Hastane koridorunda
Hınca hınç yığılmış cansız bedenlere
Basmadan ilerliyorum
Acıdan yorgunum
Ne olur beni durdurun
17 ağustosun ertesi
Şehir ölümü yorgan gibi örtünmüş
IV
Yollar
Yorgunum
Gri renkli bir ülkeden dönüyorum geriye
Dönüşüm sebepsiz
Bekleyenin yokluğundan belki
Belki de yalnızlığın soğukluğundan
Yollar içimi ısıtıyor
Bende durmak yok
Beni bensiz durdurun
Durmazsam vurdurun
Şunu bilin ki yorgunum
On dört nisan
Yağmurlu günün öksürüklü sabahı…