Dün evli olarak geçirdiğimiz son geceydi... farkında olmasan da seni son kez izledim...aynı çatı altında geçirdiğimiz son geceyi bile hiç konuşmadan sessizce geçiriyorduk,bana bakmadığın zamanlarda seni inceliyordum uzun bir süre yüzüne bakmamış seninle konuşmamıştım çünkü. Bitti dediğin gün sen de içimde bitmiştin. Bir kadın; içinde bitirdiği gün sessizce ve susarak gidermiş... ben de susmuştum, sabırla ve inatla bitene kadar ne hesap sormuştum sana ne de ne yaptığını... Gece hiç uyuyamamıştım, en son saate baktığımda sabahın altısını geçiyordu ve ben hala uyumaya çalıştığımı fark edince üzülmüştüm...
Seni tanıdığım da nasıl da sevecen görünüyordun, bir damla gözyaşına dünyayı yakmaya hazırım diyen de sendin, bana onca gözyaşını döktürende. Neydi değiştiren seni. Evliliğimizin ilk günlerinde bile sabahlara kadar gelmiyordun... Korkuyordum ve arkadaşımın kardeşleri bekliyordu beni sen gelene kadar. Anladım ki zaman çare değildi. Kopuk olan, eksik olan birşeyler vardı aramızda. Düzelmeyeceğini anlamak benim için hayatın sonu gibiydi. Beni hayatından çıkarışından sonra neler yaşamıştım. Sebebi sen Vebali senin boynunaydı. Çocuksu yüreğim şeytanın melek kılığına bürüneceğini nerden bilecekti ki; ama sen benim herşeyi kabulleneceğimden emin yaşadığın her ilişkiyi karşıma geçip anlatıyordun.
Herşeyin bir sonu oluğunu düşünememiştin sanırım. Yeterince sabredip suskun bekleyişimin ardından boşanmak istediğimi dile getirdiğimde beni hafife almanın nedeni de buydu...ciddi olduğumu anladığında da ben dava açarım diye panikleyip boşanmak isteyenin sen olduğuna çevredekileri inandırmak için hemen dava açmıştın. Ben dava açmak için uğraşırken evrakları hazırladığım gün senin dava açtığını öğrenmiştim. Avukatım arayacak diye haber yollamıştın ya, şaşırmasın diye de eklemişsin. senden gelen hiçbir şeye şaşırmamayı öğrenmiştim zaten.Birkaç gün önce, ayrılmak istiyorsan, benden bir şey talep etme diye bir not yazıp vermiştin. Sana eğer babaysan, insansan gerekeni sen yaparsın diyerek ertesi gün getirdiğin anlaşma kağıdını hiç düşünmeden imzalamıştım. Senden bir şey beklememeyi öğretmiştin bana.Yine senden bir şey beklemedim...Benim için hiçbir şeydin çünkü...Paylaşmadığım bir hayatın için de olmak canımı yakıyordu.tek isteğim senden o gereksiz varlığının ağırlığından kurtulmaktı...bu sabah öyle kötü bir halde başlamıştım ki güne, arkadaşım bugün beni yalnız bırakmamak için adliyeye benimle gelecekti...sen, ayrılana kadar bu evden gitmeyeceğini söylüyordun. İşte Ayrıldık... Adliyede kaç kez bakışlarını üzerimde yakalamıştım. Seni içimde bitirmeme rağmen yinede bu ayrılık beni inanılmaz üzdü biliyor musun?. Dava bittiğinde benimle konuşmaya çalışacağını hissettiğimde hızla oradan uzaklaşmıştım... Arkadaşıma müsait zaman da gelir eşyalarımı alırım demişsin. eve dönerken seni düşündüm... Alışkanlıktı içimde kalan sen değildin. Şimdiyse ayrılığımızın ilk gününü yaşıyorum ve evet bu saat oldu ben hala senden yazıyorum... Öyle yalnız öyle çaresizim ki şuan...
Artık seni hiç sevmediğim halde senin yan odada uyuduğunu farz ederek rahatlamaya çalışıyorum... galiba ben yalnızlıktan korkuyorum...bildiğim tek bir şey var A...sana asla hakkımı helal etmeyeceğim. acılarımın yalnızlığımın sebebi sensin...sen yüreğimin esaretiydin...sen sevginin sefaletiydin...sen insanca tüm değerlerin katiliydin...en kötüsü de çocuk yüreğimi sadistçe bir zevkle avuçlarının içine alıp parçalayansın...seni çıldırtan ve şaşkına çeviren de bunca çaresizliğime ve imkansızlıklarıma rağmen senden hiçbir şey talep etmeden ayrılmam oldu sanırım...bunu nasıl yapabildiğimi hala düşünüyor olmalısın nasıl mı? çünkü sen hiçbir şeyken ben tüm varlığımla duygularımla her şeyim, senin bilmediğin değerleri duyguları yüreğinde taşıyabilenim...kısacası ben artık benim...peki sen kimsin? sana hiçler ülkesinde mutluluklar dilerim...