Onu gözüme kestirmiştim , ama çok tatlıydı insanın içi eriyordu ona bakınca yada sadece bana özel bir şeydi. Tabi kii o da bende İzmir ' liydik .
Eskiden İzmir'i sevdiğim kadar İstanbul ' uda severdim. Ama
İzmir kadar sevdiğim tek bir kişi var şimdi gönlümün prensi o.İzmir ' liler anlamıştır onu ne kadar çok sevdiğimi her neyse ben ilişkimizdeki zorlukları anlatayım . Ben açık sözlü bir kızımdır , sevdiğimi , kızdığımı , sevindiğimi , üzüldüğümü hemen söylerim içime atmam . Ama bu farklıydı hiç benzemiyordu diğer aşklarıma , sevinçlerime , kederlerime , hiç benzemiyordu diğer yaşadıklarıma . Karşısında dilim tutuluyordu , konuşamıyordum , sadece gözlerinin içine seni seviyorum der gibi bakıyordum. O da seviyordu biliyordum bende onun gözlerinden okuyordum o da seni seviyorum der gibi bakıyordu çünkü bana ne de olsa yaşayan bilir . 6. sınıf öylece birbirimize tek bir kere bile seni seviyorum diyemeden geçti .7. sınıf zaten çok başkaydı artık bakışmak yetmiyordu sözlerle anlaşmanın zamanı gelmişti de geçiyordu bile , fakat konuşuyorduk ama hal söyleyememiştik birbirimize birbirimizi ne kadar çok sevdiğimizi , onu seviyordum onun da beni sevdiğini biliyordum. Bu böyle sürüp giderken bir Gün yanıma geldi ve " bu gün okul çıkışında benimle Kordon da bir kafeye gelmeye ne dersin ? " diye sordu , aslında o gün çok önemli işlerim vardı daha doğrusu Ailem için önemli olan işlerim vardı yani dersaneye gitmem gerekiyordu ama o benim için her şeyden önemliydi çünkü onu İzmir kadar çok seviyordum :) Son ders o kadar heyecanlıydım ki , ders hemen bitseydi de gitseydik şu Kordon a ne söyleyecek diye merak ediyordum ama biliyordum ne diyeceğini hiç bir zaman söyleyemediğini söyleyecekti . Sonunda çalmıştı zil , bu sefer daha değişik geldi zil sesi daha bir güzel geldi . Birlikte Kordon a gittik gözlerinin içi gülüyordu o boncuk boncuk parlayan gözleri gülüyordu . Onu ilk defa bu kadar heyecanlı ve sevinçli görüyordum . Sessiz sakin bi kafe bulup oturduk , aslında o sevmezdi sessiz yerleri hep Canlı canlı kıpır kıpırdı duramazdı yerinde , sessiz bir yere gittiğimize göre önemli bir şey vardı ortada ne olduğunu biliyordum ama yinede merak ediyordum işte. Oturduk , bir şeyler istedikten sonra bana döndü " Senin bugün dersanen yokmuydu ? " dedim yüzüne baktım ve güldüm " Bu hayatta dersaneden çok daha önemli şeyler var " dedim gülümsedi , o gülerken her bir parçası ayrı gülüyordu , çok tatlıydı yada bana öyle geliyordu . Sonunda gülmeyi bıraktı ve " Sana çok önemli birşey söyleyeceğim " dedi , ben dinliyorum anlamında başımı salladım . " SENİ SEVİYORUM " diye bağırdı . Garsonlar bize bakıp gülüşmeye başladı . Kafede ki herkes gülüyordu bizde dahil olmak üzere . Ardından bende yavaşça kulağına eğilip " bende seni birtanem bende seni " dedim . Gülmeye başladık. Kafeden elele çıktık , Kordon da dolaşmaya başladık . Denizin büyüsü , onun sıcacık nefesi beni bir aşkla donatmıştı taa ki Telefonum acı acı çalıncaya kadar . Babam arıyordu , açtım . " Nerdesin sen " diye bağırmaya başladı beni dinlemiyordu bile , öyle bağırıyordu ki hiç birşey anlamıyordum .Sonra " Derhal eve geliyorsun " diye bağırdı ve telefonu suratıma kapattı . Nedenini biliyordum dersaneye , onların çok önem verdiği dersaneye gitmemiştim , bu kadar basitti işte. Ona dönüp benim derhal eve gitmem lazım dedim , şaşırmıştı , galiba hani ben onun için çok önemliydim , nasıl böyle yüzüstü bırakıp gitti diye düşünüyordu . Ben ağlayarak eve gitmeye başladım. Hüngür hüngür ağlıyordum ama azar işiteceğim için değil , onu yanlız bıraktığım için ağlıyordum.Eve gittim .
Kapıda karşıladı annemle babam beni . Ben hiç birşey söylemeden odama çekildim . Yanlızdım. Ailem yüzünden yanlız kalmıştım . Sinirliydim. Ağlıyordum. Telefonumu aldım bir mesaj la ona herşeyi açıklamaya çalıştım ama bu bana yetmedi yapamıyordum onsuz , onu çok üzmüştüm biliyordum . Birden Kapım tıklatıldı , hiç ses çıkarmıyordum , tekrar tıklatıldı , duymamazlıktan geliyordum , üçüncü seferde canıma tak etti " Gir be gir " diye bağırdım. Gelen ablamdı , " Neyin var ? " diye sordu. Herşeyi anlatmak istiyordum ama ağlamaktan anlatamıyordum , ablam benim en iyi arkadaşımdı küçüklüğümden beri , onu çok seviyordum , tüm sırlarımızı bilirdik birbirimizin . " Şimdi sakin ol , ben sana bir bardak Su getiriyim ve bana ne olduğunu anlat tamam mı canım ? " dedi o yumuşacık , tatlı sesiyle ablam. ben başımı salladım. Suyu getirdi . Sonunda ne olduğunu anlatabilmiştim , şimdi daha rahattım. Daha sonra ben odamda uyuyakalmışım ve annemle babam ablamı sıkıştırıp neler konuştuğumuzu öğrenmişler ( annemle babamı tanırım yaparlar ablama hiç kızmadım) ve çok kızmışlar . Bu konunun bir ara böyle üstü örtülerek geçiştirildi.Onunla da çıkmaya başlamıştık , okulda da hep elele gözgözeydik, neredeyse tüm öğretmenler , ailelerimiz karşıydı bu ilişkiye . ne yapacaktık ki biz onlara , derslerimiz mükemmeldi, herşey çok iyiydi , nedenini bir türlü anlayamıyorduk . Seviyorduk birbirimizi işte bıraksalardı yada bir anlık heves diye düşünselerdi . Biraz da bizim yerimize koysalardı kendilerini,ne olurdu ki biraz anlamaya çalışsalardı . Yapmıyorlardı işte anlayamıyorlardı bizi , sanki hiç genç olmamışlardı . Biz böyle zar zor 3- 4 Ay çıktık , nasıl başardıysak . 7. sınıf bitmek üzereydi Ailesi ile
İstanbul ' a gitmek zorunda kaldı , ablam da benim durumuma düşmüştü , o gidecekti peki ya ben ne olacaktım , hani beni çok seviyordu hani ben onun bir tanesiydim , hani biricik papatyasıydım , hiç mi sevmemişti beni , nasıl bırakıp gidecekti yüzüstü nasıl dayanacaktı sevdiğini bu kadar üzmeye ama suçlu olan , hatalı olan o yada ben değildim hatalı olan diğerleriydi sevmeyenlerdi , sevmeyenler sevgiden ne anlarlardı ki onlar birbirlerini de sevmezlerdi , onlar paraya , işe , okula , dersaneye aşıktılar. Sevmeyenler sevmezdi sevenleri , nerden bileceklerdi ki sevgiyi aşkı duyguyu . Çünkü onlar hiç sevmemiştiler birbirlerini , bu yüzden kıyabiliyorlardı aşıkları ayırmaya , nasıl sızlamıyordu içleri anlayamıyorduk . Gidiyordu , gidecekti , çok az kalmıştı gitmesine . Yalvarıyordum tanrıma n'olur bırakıp gitmesin beni diye. Yine ağlıyordum hüngür hüngür o günkü gibi yine yalnızlığa ağlıyordum , bu sefer ben değil o gidecekti , beni burda yalnız bırakacaktı. Öldürselerdi daha iyiydi . Biliyordum oda ağlıyordu o da yalnızlığa ağlıyordu . Son bir kez buluştuk o günkü kafede . Bu sefer gülmüyorduk , gözlerimizin içi gülmüyordu , ağlıyorduk , içimiz kan ağlıyordu . Bu sefer kimse gülmüyordu herkes üzgündü . Sessizce " Seni şimdi anlıyorum " dedi . Birlikte otogara gittik. Ne kadar zormuş ayrılık filmlerde böyle gözükmezdi , en son " BIRAKMA BENİ " diye bağırdı . Keşke bırakmasaydım onu , o da bırakmazdı belki n'olur du gitmeseydi , n'olurdu ayırmasalardı bizi . O gideli bir ay oldu koskoca bir ay ve ben hala ağlıyorum. Bir de Kalbimde o dudağımda şu nakarat var ;Ya aşkımı ver geri yada denizinde boğ beni Razıyım İzmir Öldür beni
Ben Onu İzmir Kadar Çok Sevdim .... Ama O Yok .