Meşe bir gün saza demiş:
" Doğrusu Tanrı size gadirlik etmiş.
Minnacık bir serçe konsa üstünüze beliniz bükülüverir.
Suları ürperten seher yeli baş eğdirir size..
Bir de benim şu dağ gibi gövdeme bak !
Güneş bile zor giriyor içime , fırtına dallarıma oyuncak..
Her esen yel sana bora , bana kasırgalar meltem..
Bari gelip gölgemde yaşasan da üzerine kanat gersem.
Ama sizin soyunuz nedense gider sulu rüzgarlı yerlerde biter..
Acıyorum sizlere , doğa haksızlık etmiş sazlara.."
" İyi yüreklisin " demiş saz meşeye.
Eksik olma ama bizim için üzülme.
Benden çok sen kork rüzgardan.
Ben eğilirim kırılmam..
Doğru bugüne kadar dayanmışsın , dimdik durmuş , boyun eğmemişsin..
Ama sert'in sert'i var, bakarsan bir gün sen de rastlarsın.
Demeye kalmamış rüzgar patlamış , öyle bir karayel ki ..
O güne dek kimse rastlamamış böylesine.
Rüzgarların anası kuzey , en azgın oğlunu salmış dünyaya..
Saz eğilmiş , meşe dayanmış, karayel arttıkça artmış.
Sonunda birdenbire gelmiş meşenin hakkından..
Göklere değen başını sermiş yere , köklerini çıkarmış yedi kat yerden...