Doktor ve Hastası Hikayesi

Doktor ve Hastası Öyküsü-Kanser hastanesinde başhekimken serap adında genç bir hanim hastam vardı. Bu hastam Göğüs Kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek İstemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkanı bulamamıştı.
Doktor ve Hastası
Tweet Paylaş Plus Pinterest

Kanser hastanesinde başhekimken serap adında genç bir hanim hastam vardı.
Bu hastam Göğüs Kanserine yakalanmış ve tedavi için yurt dışına gitmek İstemesine rağmen, bazı formaliteler sebebiyle o imkanı bulamamıştı.
 
Serap’ı Özel bir ilgiyle bizzat ben tedavi Altına aldım. Ve kısa bir süre sonra da Allah’ın izniyle iyileştiğini gördüm. Ancak serap’ın da bütün diğer kanserliler Gibi ilk 5 yıllık süreyi çok dikkatli geçirmesi gerekiyordu.
 
Bir is kadını olan serap, 4 yıl kadar sonra bir ihale için İzmir’e gitmek istedi. Kış aylarında olduğumuz için uçakla gitmesi şartıyla kabul ettim. Maalesef bilet bulamamış ve benden habersiz bindiği otobüsün kaza geçirmesi Üzerine 6 Saat kadar mahsur kalmış. Dönüşünden kısa bir süre sonra kanser, Kemik ve akciğerine yayıldı. Serap bacak kemiklerindeki meta saz nedeniyle yürüyemez hale gelirken, hastalığın akciğerdeki tezahürü sebebiyle de devamlı Olarak Oksijen cihazı kullanıyor ve söylediği her kelimeden sonra Ağzını o cihaza yapıştırarak nefes almak zorunda kalıyordu. Evine gittiğim Gün, yine güçlükle konuşarak:
 
- doktor bey, dedi. Ben size...dargınım.
—niçin?”diye sordum.
—siz...dindar...bir...insanmışsınız...niçin...bana...da,
Allah’ı... ölümü... ahireti... Anlatmıyorsunuz?”
 
Dini inançlarının çok zayıf olduğunu bildiğim için bu teklifi karsısında Oldukça şaşırdım. O’nu üzmemeye çalışarak:
- “doktora ulaşmak kolaydır dedim. Parayı bastırdın mı istediğine Tedavi olursun. Ancak iman tedavisi için gönülden istek duymalısın...”
Konuşmaya mecali olmadığından
“ben o isteği duyuyorum”
manasında başını Salladı. Artik ümitsiz bir tıbbi tedavinin yanisira, ebedi hayatin ve Saadetin reçetesi olan iman derslerimiz başlamış ve son günlerini yasayan Serap için bu dersler
“hızlandırılmalı öğretime” dönmüştü. Anlattığım iman Hakikatlerini bütün ruhuyla mezcediyor ve arada bir soru soruyordu.
Vefatına bir hafta kala:
- “Doktor bey, dedi. Ben... ölürken... ne... Söylemeliyim?”
—senin durumun çok özel” dedim. Kelime-i sehadet sana uzun gelir.
O ani fark edince Muhammed (s.a.v) sana yeter.”
O, haliyle tebessüm ederek yine başını salladı. Çok ıstırabı olduğu için Serap’a sürekli morfin yapıyor ve o’nu uyutmaya çalışıyorduk. Ben, Bir is seyahati sebebiyle bir müddet ziyaretine gidemedim. Dönüşümde annesi telefon ederek:
 
- “serap, bir haftadır morfin yaptırmıyor.” dedi.
“sabahlara kadar İnliyor ve çok ıstırap çekiyor.”
Hemen eve gittim ve iğne yaptırmamasının sebebini sordum. Aldığım cevabi Hala unutamıyor ve hatırladıkça ürperiyorum.
-”ya morfinin tesiriyle ölüme Uykuda yakalanır ve son nefeste
“Muhammed” diyemezsem?. İşte serap, böyle Bir hanimdi. Bu arada benden istihareye yatmamı ve eğer bir kaç gün daha ömrü varsa, son günü uyanık kalacak şekilde morfin yaptırılmasını rica
Etti. Ben hiç adetim olmadığı halde cuma gününe rastlayan o gece istihareye
Yattım ve serap’ın acizliği hürmetine olacak ki salı gününe kadar yaşayacağına
Dair işaret sezdim.
Ertesi gün o’na:
- “Hiç korkma!” dedim. “iğneyi vurdurabilirsin.” ve serap bir veda niteliği taşıyan Bu görüşmemizde son sorusunu da sordu:
- “doktor bey...Azrail...bana...nasıl...görünecek?”
—kızım,” dedim. “o bir melek değil mi? hiç merak etme, sana yakışıklı Bir prens gibi gelecektir.
“salı günü serap’ın ağırlaştığı haberini alınca Hemen eve gittim. Ancak vefatına yetişememiştim. Ailesi tam manasıyla perişandı. Sadece kendisine uzun müddet bakan dindar bir hanım akrabası
Ayaktaydı ve beni görünce yanıma gelerek:
 
- “Doktor bey, biliyor musunuz , bu evde biraz önce bir mucize yaşandı!” dedi ve
Devam etti:
 
- Serap, bir saat kadar önce oksijen cihazını attı ve
“yataktan kalkması imkansız”
Denmesine rağmen kalkarak Abdest aldı, iki rekat namaz kıldı. Bütün ev halkı hayretten Donup kaldık. Ve kelime-i şahadet getirerek vefat etmeden biraz önce de:
 
- “Doktor bey’e söyleyin, dedi. Azrail, o’nun söylediğinden de güzelmiş!!”

Rastgele Hikayeler

Yeni Hikayeler

Metin Reklamları